BOSTAN (SEBZE) BAKIMI


1-DOMATESLERDE SULAMA ve ÇAPA İŞLERİ :

Can suyunun ıslattığı toprağın üzerine iki avuç kadar ince kuru toprak çekiliveririse nemin daha uzun zaman muhafaza edilmesi bakımından, fideler için faydalı olur. Dikimden   3-4 gün sonra domates parseli dolaşılır, tutmamış, zararlılar tarafından kesilmiş fideler varsa bu ocaklara tekrar dikim yapılır. Bu ara mümkünse bütün fidelere ikinci bir can suyu verilir. Her iki sulamada da yaprakların ıslatılmamasına gayret edilir. İkinci sulamanın yardımı ile normal olarak fideler tutmuş olmalıdır. Bunu sabahleyin fidelere bakınca yaprak uçları havaya doğru yükselmiş,gövdelerin dikleşmiş olmasından anlarız. İlk dikimden bir hafta on gün sonra parsele ilk salma sulama verilir ve toprağın tava gelmesi beklenir. Dikimin üçüncü haftası içerisinde mecrefe veya geniş yüzlü çapalar ile toprak hafifçe yumuşatılarak fidelerin boğazları doldurulur. Artık (havalar pek sıcak ve kurak gitmiyorsa) su vermede acele edilmez. Fideleri azdırmamak için çapa yapıp boğaz doldurma işlemine devam olunur. Bu şartlar ile fazla azıp boylanmak imkanını bulamayan fideler pişkinleşir, erkenden çiçek açmağa başlarlar ve çiçeklerini silkmeden meyve bağlarlar. Domates meyveleri nohut büyüklüğünü alınca gövdelerinin bir karış uzağından 10 cm derinliğinde bir halka çanak açılır ve içine 20 gr. kompoze gübre konarak toprak ile kapatılır. Bu işlemden sonra artık domates maktası bol salma su ile sıkca sulanmaya başlanır. Meyveler normal büyüklüğünü alıncaya kadar domateslerin altları kuru bırakılmaz. Bu müddet içinde toprağın tavlı zamanında bir, iki defa ot çapası yapılılabilir. Bu esnada domateslere tekrar boğaz verdilir. Meyveler normal büyüklğünü alıp gök yeşil renkleri hafifce açılmağa başlayınca sulama kesilir. Böylece meyvelerin biran önce kızarmaları sağlanmış olur. Birinci ağız mahsul hasadından sonra artık bütün maktaın sık sık sulanmasına devam olunur.


Genel olarak ilk defa çiçek göstermeye başlayan domates fidelerine, meyve bağlayıncaya kadar su verilmez, fideler arasında dolaşıp el veya çapa sallayıp örselenmez, hatta çiçek yaprakları dökülmemiş ise çapa dahi yapılmaz.


2-BİBERDE DİKİM, SULAMA VE ÇAPA İŞLERİ :

Her ocağa bir kürek dolusu çiftlik gübresi verilirse çok faydalı olur. Çapa ve çepinlerle ocaklar iyice karıştırılır. Biberlerde bitkiler arası mesafe domateslerde olduğundan daha az tutulur. Makinalı tarım uygulanmayacağı için sıra arası mesafe 40 cm ve sıra üzeri ise 50 cm olabilir. Dikimde, havanın bulutlu ve sakin (rüzgarsız) olması tercih edilir. Tohum bayiinden alınan fideler bekletilmeden dikimleri yapılarak can suyu verilir. Bütün diğer sebzelerde olduğu gibi, Biber dikiminde de acele edilmeli ve ılık can suyu kullanılmalıdır. Biber fideleri topraksız dikilseler bile patlıcan fidelerine göre daha kolay tutarlar. 



Dikimden 3-4 gün sonra herhangi bir sebepten tutmamış fideler yenilenirken, bu işle birlikte ikinci bir can suyu verilir.  Bir taraftan da toprak tavı iyi ise ve yağmur engel olmayacaksa salma su için sıra araları hazırlanır. Zira biberleri asıl diriltecek ve gelişmelerini sağlayacak olan bolca salma suyun verilmesinde pek de gecikilmemelidir. Bu salma suyu dikimden sonra bir hafta içerisinde vermeye çalışılmalıdır. Dikimden itibaren bir ay geçinceye kadar biber maktaını kuru bırakmayıp sıkça sulamalı ve bir ay sonra toprağı tava getirerek ilk çapasını hafifçe vermelidir. Buradan da anlaşılacağı üzere aynı familyada olmasına rağmen, farklı türler olan BİBER; ilk ayında gelişimi için çok su isterken, DOMATES; ise sulamaya ihtiyaç duymadığı gibi verime yatması, fazla sulama ile engellenmektedir. Bir ayın sonunda yapılan çapa ile toprak yumşatılmış, kaymak kırılmış, otlar giderilmiş ve boğaz doldurulmuş olur. Bu süre içerisinde fideler yeter derecede gelişmiş olacaklarından eskisi kadar su verilmeyip, icabettikçe çapaya devam olunur. Bu suretle fideler azdırılmamış bir an önce çiçeğe yatmaları zorlanmış olur. İlk çiçekler görülmeğe başlayınca çapa işine de ara verilerek meyvelerin teşekkülü beklenir. Fakat fideler meyve bağladıktan sonra artık bütün maktaa sık ve bol salma su verilmesine başlanmalıdır ki meyveler süratle büyüsünler ve şekilleri muntazam olsun.  Yeteri kadar sulanmayan biberlerde meyveler küçük ve şekilsiz olur.


3-PATLICANLARDA DİKİM,BAKIM İŞLERİ VE AZMA KAVRAMI :

Patlıcan fideleri, domates ve biber fidelerine nazaran çok daha nazlı olduklarından, sökülmelerinde kökleri zedelenmemeli ve mümkünse toprağı dağıtılmadan çıkarılmalı ve hiç bekletilmeden hemen ocaklara dikilerek bolca can suyu verilmelidir. Bu kadar özen gösterildiği halde bile bir kısım patlıcan fideleri 4-5 günde yapraklarını düzeltip canlanamaz. Topraksız dikilen fidelerin çoğunlukla bütün yapraklarını döktüğü ve sonradan yapraklandığı görülür.


Patlıcanlar, iyi işlenmiş, kuvvetli ve bol su alan topraklardan hoşlandığı için, dikimden sonra tutup gelişinceye kadar sık ve bol olarak sulanmak ister. Su isteğinde domates en az olanı denildiğinde  biber ortada patlıcan ise en çok su isteği olanıdır. Fakat iyi gözlemeli ve çiçek açma devresine yakın sulamaya ara verilmelidir. Çapa ve boğaz doldurma ile vakit kazanılır.Çiçekden sonra ilk meyveler görününce, tekrar eskisi gibi sulamaya başlanır. 





Patlıcan fideleri dikildikten sonra sulamalarına sürekli devam edilirse, önceden toprak da iyice gübrelenmiş olduğundan, patlıcanlarda anormal boylanma görülür. Buna karşılık az çiçek açar, açtığı çiçeklerini de döker, bu durumdaki patlıcanlar meyveye geç yatarlar, meyveler tepelerde ve seyrek olarak görülürler. İstihsal az olur ki buna bahçıvan dilinde azma denilir.  Yapılacak iş; toprağı potaslı ve fosforlu kimyevi gübrelerle gübrelemek, her yağmurdan sonra toprak tava gelince hemen derince çapalamalı ve bu işi büyük çapalarla yaparak azan patlıcanların saçak köklerinin bir kısmını kesecek şekilde hareket etmelidir. Bu suretle potaslı ve fosforlu gübreler, patlıcan fidelerini meyve vermeğe teşvik ederken, derince yapılan çapa esnasında saçak köklerin bir kısmının uçları kesilmiş olacağından azıp çiçek silkme yerine FİZYOLOJİK DENKLEM dediğimiz, şahıs ve cins üreme denklemesi meydana gelmiş olur.


Patlıcan fideleri su,gübre ve güneşe fazla muhtaç olduklarından yerlerine dikildikten itibaren dipleri susuz bırakılmaz ve toprak tava geldikçe de 8-10 günde bir çapalanarak otlardan temizlenir. Toprak kabartılır. Yalnız yukarıda da ifade edildiği gibi fideler gelişip çiçek devresine yaklaşınca artık sulamaya ara verilir ve verilmelidir. Dikimden bu devreye kadar geçen zaman içinde herhangi bir mantar hastalığını önlemek için ilaçlama yapılmalıdır. İlk meyveler görülmeye başlanınca tekrar sulama işine geçilir.

Patlıcanlar, yaz başından sonbaharda havalar soğuyuncaya kadar mahsul vermeye devam ederler. Yalnız yaz ortasında; fidelerde bir yorgunluk, durgunluk, görülür ki bu devrede fazla çiçek açmaz, meyvelerini kaliteli olarak büyütemez olur. Yapraklar kocalmış, vazifelerini yapmakta tembelleşmişlerdir. Bahçıvanlar bu duruma (patlıcanlarda yaz durgunluğu) derler. Durgunluk sonucu verimsizleşen patlıcanları kamçılayıp, tekrar mahsul vermeğe zorlamak için bu zamanda budama yapılmalıdır. Budamadan maksat, fideleri gençleştirmek, yeni sürgün, genç yaprak verdirip yeniden bol çiçek açtırarak bunlardan mahsul almaktır.



Budama şöyle yapılır; gövdeden sonra meydana gelen kollardan 3-4 tanesi bırakılır diğerleri dipten tamamen kesilir. Bırakılmış olan kollar 4-5 göz üzerinden budanır ve budanan dallar maktadan dışarı taşınır. Budanmış olan patlıcan fideleri kükürtlü ve göztaşlı ilaç ile ilaçlanır. Budamadan ve mevsim sıcağından patlıcan fidelerinin müteessir olmamaları için hemen bol bir salma su verilmeli ve suyuna şerbet de karıştırılmalıdır ki, uyur gözler biran önce uyansınlar. Budamadan bir ay kadar sonra eski kocalmış fideler yeni sürgün ve körpe yapraklarla gençleşmiş olarak tekrar bol çiçek açıp mahsul vermeğe yönelmiş olurlar. Patlıcanlarda gençleştirme budamasını, kışları erken gelen bölgelerimizde tatbik etmek randımanlı olmamaktadır. Zira gözlerin sürmesi ile sürgünlerin yapraklanıp çiçeklenmesi ve meyvelerin meydana gelmesi için gereken süre yeterli olmamaktadır.


4-SAKIZ KABAĞI BAKIM İŞLERİ, ÇİÇEK DURUMU, KOLTUK KAVRAMI VE  İYİ FİDE ÖZELLİĞİ:

Bölgede son don ve kırağı tehlikesi geçtikten sonra tohum ekimi başlar. Fakat kabak yetiştirmeden maksadımız, para kazanıp işleri genişletmek ise bu takdirde, (turfandacılık) tesislerimizin yardımı ile tohumu erken ekip, fidelerimizi soğuklardan korumak sureti ile mahsul hasadını erken yapmak zorunluluğu vardır.

Kabağı turfanda yetiştirebilmek için, yurdumuzda çeşitli usullerle imkanlardan faydalanılır. Örneğin; kabak çekirdekleri kuru olarak ekilmezler. Bir gün önce ılık suda ıslanıp şişmeleri sağlandıktan sonra kısa zamanda çimlenecek duruma getirilir. Çoğunlukla çekirdekler ıslak bir torba içinde ve ılık bir yerde 3-4 gün kadar bekletilir. Bu müddet içinde çatlayıp, sivri taraflarından kısa bir kökçük gösterirler. Kabak tohumlarının bu çimlendirilmiş haline bahçeciler (Çengel) derler. Çengelleşen tohumlar saksı veya ocaklara ekilirlerse kuru tohuma nazaran daha kolay ve süratli geliştiklerinden, zamandan kazanılmış olur.


Kabak tohumlarını (Çengel) yapmak isterken fazla ısı ve nem sonucu çürütüp bozmamalı, kökçüklerin de fazla uzamasına meydan vermemelidir.

Şayet havalar henüz soğuk gidiyorsa, çimlendirilen tohumlar saksılara ekilirler. Bu saksılar, şüphesiz ki, sıcak veya ılık yastıklara yerleştirilir. Fideler büyümelerine burada devam ederler. Havalar ısınınca saksıdan alınarak toprağı dağıtılmadan ocaklardaki yerlerine dikilirler.

Çimlendirilen tohumların doğrudan doğruya ocaklara ekilebilmesi için havaların iyice ısınması, toprağın 10-12 dereceyi bulması icap eder. Aksi halde ısı düşüklüğünden gelişemeyerek çürüdükleri görülür.

Fideler daima güneşe doğru büyümek istediklerinden, ocaklar; bahçenin kabaklar için ayrılan bölümünün kuzey kısmına açılırlar ve fideler bu ocaklara dikilirler. 70x150 cm aralık ve mesafelerle fide dikimine başlanır. Sonradan, mevsim yağmurlarının azalıp, sıcaklıkların artması ile yani sulama mevsiminin yaklaşması ile 30 cm kadar genişlikte su harkları açılarak tahtalar meydana getirilebilir.


Fideler 3-4 yaprak olunca hafif bir çapa ile toprak kabartılır. Zararlı otlar temizlenir. Bu çapadan 3-4 gün sonra salma su verilmesi, fidelerin gelişmesi bakımından faydalıdır. Fakat bu sudan sonra, havalar sıcak ve kurak gitmiyorsa, sulamada pek ileri gidilmeyerek, çapa ile vakit kazanılır. Yaprakları koyu yeşil renk alan ve (azmağa) imkan bulamayan bodur kabak fideleri, erkenden çiçek açmak zorunda kaldıklarından, mahsul tutmaları da o derece erken olur.

Kabakgillerde erkek ve dişi çiçekler aynı bitki üzerinde, fakat ayrı ayrı yerlerdedir. Fide üzerinde önce erkek çiçekler ve sonrada dişi çiçekler açmağa başlar.  

Kabak fidesinde her yaprak dibi tomurcuğundan bir çiçek meydana gelir. 1,2 ve 3 üncü yaprak diplerinde genellikle erkek çiçekler görülür. Bunlar meyve vermezler. Fakat gelişme ilerleyip gövde uzadıkça, yaprak diplerinde, asıl meyveleri verecek olan dişi çiçekler de görülmeye başlar. Bazen çiçek yerine yan dallar, (koltuklar) da hasıl olur. İyi bir çeşitten seçilmiş kabak fidesi; büyüme esnasında fazla koltuk yani yan dal vermez.  Dipten itibaren dişi çiçek vermeğe başlar. Üzerinde erkek çiçek az görülür.

Kabaklardan bol ve kaliteli mahsül alabilmek için tecrübeli bahçıvanlar; kötü seçilmiş kabak fidelerinde oluşan koltukları küçük iken kesip atarlar bu işlem önemlidir.

Kabaklara, ilk çiçekler açıp meyveye dönmeden önce fazla su verilmez ise de, ilk meyveler görülünce artık bol ve sık sulama yapılır. Bu şekilde, ilk hız hasat bir ay sürer. Fakat bundan sonra bir duraklama, çiçek açmada bir tenbellik görülür ki, fideleri tekrar canlandırıp yorgunluk gidermek için, salma suya bol miktarda şerbet verilir. Kocalmış, çamurlanmış alt yapraklar da sapları ile kesilip atılır. 


5-SALATALIK  SULANMASI VE ACILAŞMA KAVRAMI:
 Yetiştirdiğimiz partenokarp(döllenmeye ihtiyaç duymayan sadece dişi çiçekler ile verime yatan) özelliğe sahip olmayan standart bir çeşit ise; ilk defa açan sarı erkek çiçeklerden ve gene aynı şekilde olan fakat diplerinde meyvesi görülen dişi çiçeklerin arı ve diğer vasıtalar yardımı ile döllenmesinden sonra artık bol ve sık sulamaya geçilerek meyvelerin normal büyümeleri sağlanır. 
















Meyve bağlama zamanında hıyarlar susuz kalmağa hiç tahammül edemezler. Bakım aksarsa, gelişmenin duraksadığı, meyvelerin büyüyemediği ve eğrilip büküldüğü en önemlisi de acılaşmağa başladıkları görülür.

6-KARPUZ VE KAVUNDA SULAMA İŞLERİ:

Kavun ve karpuzlar genellikle sulanmadan yetişrilirlerse de yaz ayları fazla sıcak ve toprak da fazla kumlu, zayıf ve kuru ise sulama yapılması gerekli olur. Sulanan kavun ve karpuzlar sulanmadan yetiştirilenlere göre daha gösterişlidir. Fakat su oranı artıp şeker ve aroma oranı azaldığından lezzet ve dayanmaları çok düşük olur.




Bostanlara su çoğunlukla üç defada verilir. Birincisi; kollar uzamağa başlarken, İkincisi; meyveler ceviz büyüklğünü alınca, Üçüncüsü ve sonuncusu; olgunluk devresinden biraz önce yapılır ki bu daha ziyade ikinci döllerin büyümesi içindir. Zamansız ve yanlış sulama; meyvelerde çürüme, yapraklarda hastalık yapar.     


7-BEZELYE EKİM ZAMANI VE YETİŞTİRME TEKNİĞİ:
 Bezelyeler, fazlaca soğuklardan zarar gördükleri gibi, sıcaklardan da hoşlanmaz, mahsul miktarı düşük olur, kalitesi bozulur. Bu durum göz önünde tutularak her bölgede tohum ekimi başka başka aylarda yapılır. Örneğin; Ege ve Akdeniz sahil sebzecilik bölgelerinde, Bezelye tohumları sonbahardan itibaren ekilmeğe başlanır. Sonbahar yağmurları ile çimlenip süren bezelyeler gelişerek erkenden mahsule yatarlar. Erken yetişebilen bezelye mahsulü hasat edilerek henüz kara kışın bütün şiddeti ile hüküm sürdüğü diğer bölgelerimize yollanır ve sonuç olarak iyi para kazanılır. Marmara sebze yetiştirme bölgesinde ise durum başkalık gösterir. Tohum erken olarak (Ekim-Kasım) da ekilebilir; kış yumuşak geçer de bezelyeler donmaz ise yetiştirici vakitlice, yani sıcaklar basmadan, yaz sebzeleri bollaşmadan piyasaya bezelyesini çıkararak mahsulünü iyi fiyatla satabilir. Bunun aksi olur, yani kış sert geçer ve bezelyeler donarsa; elindeki yedek tohumu hemen yeniden eker. Zamandan, iş gücünden kaybetse bile sonunda bir miktar mahsul almağa çalışır. Aynı bölgede kış sonunda da bezelye tohumu ekmek mümkündür. Fakat mahsul hasadı yaz başlarına rastlayacağından, yukarda da anlatıldığı gibi, mahsul miktarı az ve kalite de bozuk olur. Piyasada diğer sebzelerde bollaşıp ucuzladığından taze bezelye sürümü geç olur. Ancak çevre konserve fabrika ve imalathanelerine bir miktar satış yapılabilir.

Orta Anadolu kış soğukları daha da sert geçen yerlerde Bezelye tohumu kış sonunda, dondurucu soğuklar geçtikten sonra ekilir ve bölge ihtiyacını karşılamak üzere pazarlanır. Ekilen bezelye tohumlarının çimlenmesi için, toprağın +4 ile +18 derecede iken yapmaktadır. Demek ki bezelye tohumlarının çimlenmesi +4 derecede başlayabilmekte ve +18 dereceye kadar olan ısıda en iyi gelişmeyi göstermektedir. Daha sıcak mevsimlerde yetiştirmek için ancak serin iklim şartlarının hüküm sürdüğü kuzey yamaçlara tohum ekilmelidir.

Dekara 2 ton kadar gübre verilen toprak, ekimden önce derince sürülür, tırmıklanıp düzletilir. Pulluk veya daha uygun bir araç ile paralel çizgiler açılır. Çizgiler arası, bodur çeşitlerde 50-60 cm, yüksek boylularda 80-120 cm arası olmalıdır. Her 30 cm de çizgi içine 4-5 adet tohum atılarak ekime başlanır. Bir taraftan da el tırmığı veya çapa yardımı ile ekimi tamamlanan çizgiler kapanır ve ekim işi bitirilmiş olur. Dekara gidecek tohum miktarı (8-12) kilo arasıdır. Tohum ekiminden ortalama 3 hafta sonra bezelyelerin çimlenip sürdükleri görülür. Fideler 10 cm kadar boylanınca, toprağı havalandırmak, kaymak kırmak ve türeyen yabancı otları yok etmek için ilk çapa vurulur. Bu devrede bezelyeler pek nazlı olduğundan çapa ile zarar vermemeğe dikkat ister. 20-25 cm kadar boylanınca tekrar çapalanır ve seyreltme ile boğaz doldurması yapılır. Eğer yüksek boylu bezelye çeşidi ise ikinci çapadan sonra yanlarına 1-1,5 metre boyunda (çalı) – herek veya sırık  dikilir. Bezelyeler sülükleri ile bu çalının kalın, ince dallarına sarılarak gelişmelerine devam ederler.



Bazı meraklı, titiz ve varlıklı bahçecilerin, sıralar üzerine tel veya daha iyisi kafes tel çekerek bezelyelerin bu kafes tellere sarmasını sağladıkları da görülmektedir. Bezelyeler bir müddet sonra, çeşidine göre değişiklikte: Beyaz, Kırmızı, Sarı, Pembe veya Mor renkte çiçeklerini gösterir. Kültür çeşidi iyi özellikteki bezelye çiçekleri genellikle Mor çiçeklidirler. Bezelye meyveleri ise bakla şeklindedir. Ve uzunlukları 5 -10 cm arasında değişir. Çoğunlukla 4-10 adet tohum taşırlar.

Bezelyeler mevsim yağmurları ve toprak neminin yardımı ile yetişirler. Fakat tohum ilkbaharda ve düze ekilmiş ise, havaların sıcaklaması ve toprağın kuruması hali göz önünde tutularak, sıralar arasına vakitlice su harkları açılmalı ve gereken zamanda, geç kalmadan, su salınarak mahsulün bozulmasına meydan verilmemelidir. Bu şekilde sızdırma olarak bezelyeye 1-2 defa su verilebilirse mahsul miktarı normal ve kalite de iyi olur.


8-BAKLA EKİM ZAMANI VE UÇ ALMA:
Memleketimizde Bakla tohumu, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat aylarında, toprağın tavlı olduğu bir zamanda ekilmeğe başlanır. Kışları fazla soğuk ve sert geçen –Orta Anadolu- bölgelerimizde ise kış sonunda ekim zorunluluğu vardır.


Ekilen bakla tohumları, kış yağmurları ile çimlenip gelişmeğe başlar. Eğer bahar kurak gidiyorsa mecburen sulamak icap eder. Baklalar 10-15 santim kadar boylanınca ilk çapası çiçekten önce, toprak oturaklaşıp otlanmağa başlayınca da ikinci çapası vurulur. Bakla sıraları arasından hayvan çapası geçirmek daha ekonomik olur. Sıra üzerlerindeki otlar ise el çapaları ile yok edilir.


Şayet toprak kuvvetli gelmiş, ilkbahar yağmurları da sık düşmüş ise, baklalar az çiçek açıp fazla boylanmağa başlar. İşte bu durumda hemen –uç alma- ya başlamalıdır. Bunun için bakla sıra aralarına girilir ve uç kısımlar el ile tutulup koparılır. Fakat geniş ölçüde yapılan yetiştirmelerde bu işi kosa ile yapmak daha pratik ve verimli olur. Sonuç olarak baklalar boya kaçamaz ve kardeşlenerek kolayca çiçeğe yatar, bol mahsul verirler. Uç almanın diğer faydası da, siyah renkteki bakla bitleri ile mücadele edilmiş olmasıdır. Püseron dediğimiz bu emici bitler, baklaların körpe olan uçlarında ürerler. Vakitlice yapılan uç alma veya tepe biçmesi ile bu zararlının da çoğalması önlenmiş olur.


9-LAHANA EKİM ZAMANI VE YETİŞTİRME TEKNİĞİ:

A) Yaz sonunda, sonbaharın ilk iki ayı içinde, bölgede havaların serinlemesi ile marul tohumunun ekimine başlanır. Bunun için, sebze bahçesinin suya yakın iyi güneş alabilen kenar bir yerine tohum tavaları hazırlanır. Metre kareye 4-5 gram düşecek şekilde serpme olarak tohum ekilir. Üzerleri ince harçla örtülür. Tahta tokmakla bastırılıp toprakla teması sağlanır. İnce delikli süzgeçle sulanır, bu esnada yüze çıkan tohumlar var ise tekrar harçla örtülür. Fakat tokmaklanmaz. Tavaların kurumasını önlemek ve tohumun kolayca çimlenmesini sağlamak üzere hasır, eski çuval vesaire ile gölgelik verilmesi uygundur. Bir hafta on gün içinde fideler toprak yüzünde görülmeğe başlar. Havaların gidişine göre bir ay sonra fideler 4-5 yaprak olarak yerlerine dikilecek durum ve kuvveti kazanmış olurlar.

B)  Marul tohumları geniş ölçüde bir de kış sonunda ekilir. Bu mevsimde toprak çoğunlukla soğuk ve ıslaktır. Henüz don ve kırağılarda sona ermemiştir. Bu nedenle bahçıvanlar marul tohumlarını ılık veya soğuk yastıklara ekerler. Yastıklara ekilen marul tohumları ılık cam altında kolayca çimlenip fideler de rahatça gelişirler. Yerlerine dikilecek duruma girdiklerinde havalarda ılınmış olur.

C)  Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi kışları yumuşak ve ılık geçen yerlerde marul tohumlarının ekimi sonbahardan ilkbahara kadar devamlı olarak ekilip devre devre mahsul kesilebilmektedir. Ancak yukarıda da söylendiği gibi sıcak ve kurakların artması ile marullarda kalite düştüğünden ve zamansız olarak tohuma kalkma isteği uyandığından yetiştiriciliğe ara verilir.

Marul fidelerinin yerlerine dikimleri:

Marullar, ara ziraatı olarak diğer sebzelerin aralarına veya su harkı boylarına dikildikleri gibi, ayrı parseller halinde de yetiştirilirler. İkinci halde : Parsel daha önceden gübrelenip iki üç defa pullukla sürülür. Tırmıklanıp temizlenir, düzlenir. İlkbahar yetiştirmesi için tava veya masuralar, sonbahar ve kış yetiştirmesi için ise daha ziyade tahta taksimatı yapılarak ilerde fazla yağmurun muhtemel zararı önlenir. Kış sonu yetiştirmelerinde daima salma suya ihtiyaç olacağından masura veya tavaya dikim tercih edilir. Bununla birlikte Tava, tahta, masuraların tercihinde toprağın fiziksel durumu, arazi meyli, toprak işleme alışkanlığı da dikkate alınmalıdır.

Dikimin yapılışı:

Tohum ekiminden bir ay sonra, marul fidelerinin, tavalardan sökülerek asıl yerlerine dikilecek bir gelişme gösterebileceklerini söylemiştik. Sakin ve kapalı bir havada, özellikle akşam üzeri söküm ve dikim yapılırsa tutma randımanı daha yüksek olur. Bunun için tavalardaki fideler bir saat önce sulanarak toprak yumuşatılır. Sonra yaprak ve kökler zedelenip koparılmadan fidelerin iyi gelişmeleri azar azar çıkarılıp elde taşınabilir küçük tahta kasalara konur. Fazla bekletilmeden hemen dikim yerine götürülerek dikime başlanır.

Marul dikiminde toprağın kuru veya fazla ıslak olmayıp (tavlı) bulunması çok önemlidir. Marul toprağı kuru ise, daha önceden sulanarak tava gelmesi için birkaç gün beklenir. Kuru, tavsız toprağa dikim yapılıp bol miktarda (Can) suyu verilmiş olsa bile tutma randımanı gene de düşük olur. Bu durumlar unutulmamalıdır.

Dikme kazıkları ile açılan deliklere marul fideleri birer birer sokulup hafifçe sıkıştırılarak dikim yapılır. Hemen bolca (Can suyu) verilir.

Bakım işleri:

İlk günlerde tohumları karıncalara kaptırmamalı, danaburnu zararlısı ile zamanında mücadele etmeli, tohum tavalarındaki fideleri susuz bırakmamalı, dikim yerini iyice gübreleyip işleyebilmeli, fideler büyürken bulanık ve şerbet verilmelidir. Toprak tavda iken marul aralarını küçük (Çepin)ler ile çapalanmasında çok fayda vardır. Zira bu suretle toprak yumuşatılıp havalandırıldığından köklerin çalışması artar, büyüme çabuklaşır, yabancı otlarda üreyemez. 


Kaşık marullar gelişip göbek bağlama devresine girerlerken –rafya, sicim ve bunun gibi ucuz iplerle ortadan biraz yukarıdan bağlanırlar ise göbek sarmaları kolaylaşacağı gibi, gevrek ve lezzetli olurlar. Bağları fazla sıkmamalı, gevşek de olmamalıdır. Kıvırcık marulları bu şekilde bağlamaya lüzum yoktur.



10-PIRASA EKİM ZAMANI VE YETİŞTİRME TEKNİĞİ:

Tohum ekimi:

Daha önceden bahçenin uygun bir yerine yeterince tohum tavaları hazırlanır. Bölgenin iklim özelliğine göre : Mart, Nisan veya en geç Mayıs ayı başlarında pırasa tohumları ekilmiş olmalıdır. Ekim şekli serpme ve daha iyisi çizgiye ekimdir. Metrekareye 10-15 gram kadar tohum hesap edilir. Küçük sebze tohumlarının ekiliş kurallarına göre, harçla örtülüp hafifçe tokmaklanan ve sulanan tavalarda 10-15 gün sonra pırasa fidecikleri görünmeğe başlar. İnce iplik gibi olan fideler, yaz ortasına kadar bu tavalarda bırakılarak gelişip kalınlaşmaları sağlanır. Bu süre içinde; seyreltme, sulama, ot alma, zararlılarla mücadele gibi bakım işleri aksatılmadan yapılır. Fideler fazla gelişerek, yaprakları ile birbirinin güneşlenme ve havalanmalarına engel olmağa başlamışlarsa, bıçak veya keskin bir çakı ile yaprakları kesilerek bir nevi yaz tıraşı yapılır. Kesilen yapraklar toplanıp uzak bir yere atılmalıdır. Bu suretle ferahlanmış olan pırasa fideciklerine salma su ile birlikte şerbet de verilirse, ince ve körpe gövdelerin daha da hızlı kalınlaşıp geliştikleri görülür.

Yaz ortasına kadar olan süre içinde yaprak kesim işi 2-3 defa tekrarlanabilir. Bölgenin yaz ortasında fideler artık yerlerine dikilebilecek kuvvete erişmiş olurlar.

Pırasa fidelerinin tohum tavalarından sökümü ve tuvaletleri:

Tavalara akşamdan salma su verilir. Toprak ıslatılıp gevşetilir. Fideler, genellikle kurşun kalem kalınlığını almışlarsa söküm ve dikime elverişlidirler. Fakat bazı sık çıkmış olanlarla tavaların orta kısmında kalanlar daha ince kalmışlardır. Eğer fidemiz bol ise, önce iyi kalınlaşmış olanlar seçilerek, dip tarafından tutulup yavaşça çekilerek sökülürler. Böylece bir nevi seyreltme yapıldığından, bir iki hafta içinde zayıf olanlar da yeniden gelişme fırsatı bulurlar. Buna lüzum görülmüyorsa, tavalardaki bütün fideler sıradan sökülür. Çıkarılan genç fidelerin kök uçları ¾ oranında kesilir. Bu suretle fide üzerinde pek az kök bırakılmış olur. Gövde üzerindeki yapraklarda aynı oranda kesilip atılarak (Dikim tuvaleti) yapılır. Bu oyuncaklı işi genellikle, ustanın denetimindeki kadın işçiler daha kolayca yaparlar. Tuvaletleri tamamlanan fideler boy ve kalınlıklarına göre 2-3 boya ayrılırlar. Satışları yapılacaksa 50 şer veya 100 er adetlik demetler halinde hazırlanırlar. Bahçeye hemen dikim yapılacaksa, alaca gölge ağaç altına, ince bir kat yapılarak serilirler. 4-5 gün böylece bekletilerek (fide soldurması) yapılır. Bekleme süresince, dış yaprakları solgunlaşan fideler, su ve besine son derece iştahlıdırlar. Dikildiklerinde can suyunu kuvvetle emerek kısa zamanda kolayca tutarlar.

Bazı bahçıvanlar, pırasa fidelerini yerlerine dikip 3-4 gün sonra ilk suyu vererek aynı sonucu almak isterler. Fakat yaz mevsiminde toprak çok sıcak, kızgın güneş de çok etkilidir. Fideler çok üzülür ve bozulurlar. Bu nedenle alaca gölgede soldurup sonra dikim yapılması ve hemen su salınması daha uygundur.

Dikim:

Toprak masuralara bölündükten ve daha kolayı 3x3 –10x10 metre genişliğinde mahsul tavaları hazırlandıktan sonra, tuvaletleri yapılıp soldurulan pırasa fidelerinin dikimlerine başlanır. Dikimde verilecek aralık mesafeler : 10x30 – 20x30 – 15x40 cm olabilir. Bilinen, ucu sivri dikim kazıkları ile delikler açılarak her birine bir fide yerleştirilir. Aynı dikim kazığı ile hafifçe sıkıştırılarak dikime devam olunur. Dikim sonunda hemen salma can suyu verilir.

Pırasa yetiştiriciliğinde fide dikimini dala kolay, pratik ve hızlı yapmak isteyen bir kısım tecrübeli bahçeciler (Çamura dikim) usulünü uygularlar. Bunun için pırasa yeri önceden masuralara bölünür, soldurulmuş fideler küçük kasa veya küfelere istif edilerek dikim yerinde hazır tutulur. Kadın işçiler, çıplak ayakla masuralar üzerinde birer sıra otururlar. Bir sulayıcı işçi masura harkına suyu salar. Masura çevresindeki harklar su ile dolup masura kenarını iyice ıslatıp yumuşattıktan sonra, işçiler, sol ellerinde demetledikleri fidelerden birer adet alarak, belli mesafelerle masuraların kenarına fideyi sokuvermek sureti ile dikim işine hızla girişirler. Suyun parsel içinde akış hızına eşit bir sürede hem dikim hem de sulama işi bitirilivermiş olur.

Bakım:

Pırasa fidelerini yerine diktikten sonra yapılacak bakım işleri şunlardır: ilk aylarda ot alması, sıkça sulamalar ile birlikte 3 defa şerbet veya bulanık verilmesi yapılacaktır.

İkinci ve diğer aylarda da sulama işine devam olunur. Zira pırasalar suya fazlası ile muhtaç bir sebzedir. Bu devrede saçak kökleri yeterince kuvvetlenmiş olacağından iki suda bir çapalanarak toprak temizlenip kabartılarak havalandırılmış olur. Bu işlem de sonbaharın ilk yağmurlarına kadar devam eder.

11-SARIMSAK EKİM ZAMANI VE YETİŞTİRME TEKNİĞİ:

Sarımsak yetiştirilmesi:

Önceden gübrelenen toprak, soğan ziraatında olduğu gibi tekrarlı olarak pullukla sürülerek tahtalarla bölünür. 10 cm mesafe ve 20 cm aralıkla açılmış olan çizgilere, gene soğan ziraatında olduğu gibi, dikime başlanır.

Tohumluk için seçilen dişlerin orta büyüklükte, sağlam ve taze olmaları tercih edilir. Baş sarımsaklar daha önceden dişlere ayrılır. Dikimde 2-3 cm sıra üzeri verilir. Diğer bakım ve hasat işleri, genellikle, soğan ziraatında olduğu gibidir. Mevsime göre, dikimden 3-4 ay sonra taze sarımsak hasadına başlanabilir.

Baş sarımsak elde etmek için dikim, kış sonunda, bahar başında yapılır. İlkbahar yağmurları ile geliştikten sonra, yaz başında yumru bağlamaya başlar, yaz içinde –Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında—sarımsak başları tamamen gelişip sertleşir. Bu devrede, aynen soğanda olduğu gibi, yapraklar sararıp solar, hasat da soğanda olduğu gibidir.

Yeşil – Taze sarımsak yetiştirmek için dikim mevsimi daha değişiktir. Kış aylarında hasat yapabilmek için, sonbahar dikimi tercih edilir. Dikime kış soğuklarında ara verilir. Fakat kış ayları yumuşak geçen bölgelerimizde dikim ve yetiştirmeğe bütün kış devam edilmektedir.





Bilgiler Tohumcu.org sitesinden alıntıdır.


Aşağıdaki diğer içeriklerimizde ilginizi çekebilir!






Yorum Gönder

[blogger]

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.